NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُحَمَّدٍ
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ عُلَيَّةَ
عَنْ
أَيُّوبَ
عَنْ نَافِعٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَهَى عَنْ
بَيْعِ
النَّخْلِ
حَتَّى
يَزْهُوَ
وَعَنْ السُّنْبُلِ
حَتَّى
يَبْيَضَّ
وَيَأْمَنَ
الْعَاهَةَ
نَهَى
الْبَائِعَ
وَالْمُشْتَرِيَ
İbn Ömer (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.);
Kızarıncaya kadar
hurmayı, beyazlayıncaya ve âfetten zarar görmez hale gelinceye kadar da başağı
satmaktan nehyetti. (Bundan) hem satıcıyı hem de alıcıyı menetti.
İzah:
Buhari, buyu'; Müslim,
buyu', müsâkât; Tirmizî, buyu'; Nesâî, buyu'; İbn Mâce, ticârât; Ahmed b.
Hanbel, II, 5.
Hadiste; dalındaki
hurmanın, kızarmadan ya da âfetten zarar görmez duruma gelmeden; başağın da
beyazlaşmadan satışının caiz olmadığı belirtilmektedir. Ağaçtaki meyvenin satışı
konusu, önceki hadiste incelenmiştir. Burada ise sadece başağın satışına göz
atacağız.
Başağın
beyazlaşmasından maksat, Nevevî'nin belirttiğine göre; tanelerinin
sertleşmesidir. Bu onun âfetten zarar görmez hale gelmesi demektir.
Hadisin zahiri; taneleri
sertleşmiş olan ve kabuklanmış olan buğday vs. ibi hububat cinsinden olan
maddelerin başağında iken satışının caiz oldu-una delâlet etmektedir. Hanefîler
ve Mâlikîler bu görüşü benimsemişlerdir, unlar; başaktaki buğdayı satmayı,
kabuğundaki ceviz veya bademi satma-a benzetirler. Nohut, mercimek gibi
baklagiller için de hüküm aynıdır.
Üzerinde durduğumuz
hadisdeki mananın muhalif mefhumu da bu göjş için delildir. Çünkü Efendimiz;
başağı beyazlaşıncaya kadar satmaktan lenetmiştir. Bunun muhalifi, beyazlaşan
başaktaki buğdayın satışının caiz luşudur.
Şunu hatırlatalım ki,
bu hadiste kastedilen mana, tarladaki ekini sat-ıak değil, henüz dövülmemiş,
sapından ayrılmamış taneyi satmaktır.
Şâfîîlere göre ise,
başaktaki taneyi satmak caiz değildir. Çünkü bu du-ımda satıma konu olan
tanenin varlığı ya da mikdarı belli değildir. Yani arar vardır. Rasûlullah da
garar olan satışdan nehyetmiştir.